Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kahramanmaraş depremlerinde can kaybının 46 bin 104 olduğunu açıkladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle;
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlığında toplandı. Yaklaşık 4 saat süren toplantı sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklama yapıyor:
Cumhuriyet tarihinin en çok can kaybına yıkıma yol açan 6 Şubat depremleri ve sonrasındaki artçılar sebebiyle bir kez daha geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. 46 bin 104 vatandaşımıza Allah’tan rahmet diliyoruz. Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde meydana gelen 7.7 büyüklüğünde ilk depremden itibaren tüm imkanlarımızı seferber ettik.
Yaklaşık 9 saat sonra meydana gelen ikinci deprem felaketin sonuçlarını daha da ağırlaştırdı. Üst üste meydana gelen iki afet 11 ilimizde birden yıkıma yol açtı. Depremin ağır kış şartlarında yaşanması işleri daha da güçleştirdi. Buna rağmen depremden özellikle kamu personeli süratle toparlanarak milletimizin yardımına koştular. Kamu gücünü saatler içerisinde harekete geçirdik. Bakanlarımız sabah 9’dan itibaren deprem bölgesindeki şehirlerimize ulaşıp koordinasyonu üslendiler. Milletvekillerimizin her birini görevlendirerek depremzedelerin yanında olmalarını sağladık. Askerlerimizin dakikalar sonra harekete geçerek üzerine düşeni yerine getirdi, getirmeye devam ediyor.
Sağlık personelimiz kimi yerlerde zarar gören hastanelere rağmen şifa dağıtmak için insan üstü bir gayretle çalıştı. Tüm AFAD ekiplerimizin yanı sıra madencilerimizi arama kurtarma çalışmalarına katılmaları için bölgeye yolladık. Gerekli eğitime sahip tüm sivil arama kurtarma potansiyelimizi değerlendirdik.
“TOPLAM 271 BİN KAMU GÖREVLİMİZ VAZİFE ÜSTLENDİ”
Toplamda 35 bin kişi ile eşi benzeri bulunmamış bir arama kurtarma gücünü bir araya getirdik. Toplamda 271 bin kamu görevlimiz ve gönüllümüz Deprem bölgesinde vazife üstlendi. Milletimizin bu zor günlerde gösterdiği tarihi dayanışma geleceğe güvenli bakmamızı sağlamıştır. Ancak yıkım öylesine çok yıkım alanı öylesine zorluydu ki yine de arzu ettiğimiz hıza ve etkinliğe ulaşamadık.
Şartlara elbette teslim olmadık, kamu ve özel sektörün elindeki tüm araç ve insan gücünü ele alarak kısa sürede düzeni sağladık.
“DEPREMİN 10. GÜNÜNDE ARAMA KURTARMA ÇALIŞMALARINI TAMAMLADIK”
Asgari personel sayısı ile 1750 binaya müdahale imkanı vardı. Arama kurtarma yapılacak bina sayısı ise toplam arama kurtarma personeli sayısı kadardı. Buna rağmen ekiplerimiz durup dinlenmeden çalıştı çabaladı. Belki de bu çapta bir felakette neredeyse depremin 10. gününde arama kurtarma çalışmalarını tamamladık.
Hayatını kaybeden her bir insanla da yüreklerimiz dağlandı. Bugün depremin 4. haftasını tamamlarken yaşadığımız afetin büyüklüğünü görüyoruz. Rabbim ülkemiz ve milletimizi her türlü afetten kazadan beladan muhafaza etsin diye duada bulunuyoruz.
“KULLANILAMAYACAK BİNA SAYISI 230 BİN”
Depremin yol açtığı yıkım geride kalanların hayatlarını da zorlaştırdı. Kullanılamayacak bina sayısı 230 bini buluyor. Evi hasarsız olan vatandaşlarımızın bir kısmı da yaşadıkları kaygı ile evlerine giremiyor. Hali hazırda 3 milyon 320 bin insanımız deprem bölgesinden tahliye edilerek diğer illere gittik. Bölgede kalan 1.5 milyona aşkın insanımız çadırlarda hayatını sürdürüyor. Ülke genelinde yurtlarımızda 160 bine, otellerde 130 bine yakın depremzedeyi misafir ediyoruz.
“AMACIMIZ 2 AYA KADAR 100 BİN KONTEYNER KURMAK”
Çadırlarda barınmanın zorluğu ile diğer şehirlere giden insanlarımızın geri dönmek istediklerini bildiğimizi için konteyner kentlerin kuruluma hız verdik.Amacımız 2 aya kadar 100 bin konteyner kurarak yarım milyon depremzedeyi bu alanlara taşımaktır. Konteyner sayısını daha da artırabiliriz.
“İŞLETMELERİN KOSGEB’E OLAN 2023 BORÇLARINI SİLİYORUZ”
Esnafımız hasarsız işyerlerini açmaya fabrikalarımız çalışmaya başladı. Bugüne kadar 6 bin geçici ticarethane kurarak esnafımızın emrine verdik. Deprem bölgesindeki işletmelerin KOSGEB’e olan 2023 borçlarını, hayatını kaybedenlerin ise tüm borçlarını siliyoruz.
“KREDİ DESTEK PAKETİNE 100 MİLYAR LİRA İLAVE ETTİK”
Kalkınma ajanslarımızın tüm imkanlarını afet bölgesine aktararak projelerdeki Deprem katkısını en üste çıkarıyoruz. Daha önce açıkladığımız 250 milyar liralık KGD kredi destek paketine 100 milyar lira daha ilave ettik.
Çocuklarımızın eğitiminin aksamaması için de gayret gösteriyoruz. Çadır ve Konteynerlerde kurduğumuz eğitim yuvalarında evlatlarımızı hem yeniden okula hazırlıyor hem de depremin ruhlarda açtığı yaraları gidermeye çalışıyoruz.
“İLK VE ORTA DERECELİ EĞİTİM KURUMLARIMIZI AÇMAYA BAŞLADIK”
Okulları kademeli olarak ilk ve orta dereceli eğitim kurumlarımızı açmaya başladık.
“HANE BAŞI 10 BİN LİRA ACİL YARDIM ÖDEMESİ YAPTIK”
Çiftçilerimize yem ve gübre katkısına kadar her türlü kolaylığı gösteriyoruz. Barınma taleplerini karşılarken diğer ihtiyaçlarını da göz ardı etmiyoruz. 1 milyon 61 binden fazla depremzedeye hane başına 10 bin lira acil yardım ödemesi yaptık.
“15 BİN LİRA TAŞINMA ÖDEMESİNİ BAŞLATTIK”
Evleri yıkılan depremzedelere 15 bin lira taşınma ödemesini başlattık. Kiraya çıkanlara 3 bin lira ile 5 bin lira yardım ediyoruz. Yakınları vefat edenlere de 100’er bin lira ödüyoruz.
Aldığımız tedbirler ve hayata geçirdiğimiz uygulamalarla bunları kısa sürede aştık. Hamd olsun 4 haftanın sonunda arama kurtarma çalışmalarını tamamladığımız, enkaz kaldırmaya başladığımız bir yere geldik. Hızla enkazını kaldırmamız gereken 50 bin bina var.
Amacımız 2 ay içerinde 244 bin konutun inşasına başlamaktır. Bugün kadar 22 binin inşasına başlanmıştır. Toplamda 488 bin yeni hane yaparak vatandaşlarımıza teslim edeceğiz.
Hak sahiplerine konutlarını 1 yıl içinde teslim etmeyi planlıyoruz. Bugüne kadar 1 milyon 180 bin insanımızı ev sahibi yapan TOKİ teknik yeterliliği, uygulama kabiliyeti ile depremden alnının akıyla çıktı. Depremde yıkılan şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırma sürecini TOKİ vasıtasıyla yaparak en iyi şekilde değerlendireceğiz. Hayatını kaybeden vatandaşlarımızı geri getiremeyiz.
“ALACAĞIMIZ TEDBİRLERİ DETAYLICA PLANLIYORUZ”
Ama bunun dışındaki tüm yıkımları, zararları, kayıpları, telafi etme kararlılığına sahibiz. Deprem bölgesindeki şehirlerimizde hayat normale dönmeden bize durmak, dinlenmek haramdır. Hükümet olarak bugüne kadar ülkemizi depreme ve diğer afetlere hazırlamak için kapsamlı çalışmalar yaptık. Sel, yangın, heyelan, kuraklık gibi tabiat olayları ile çevremizdeki siyasi ve sosyal krizlerin ülkemizde muhtemel etkilerine karşı alacağımız tedbirleri detaylıca planlıyoruz.
“KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJELERİNİN TAMAMLANMASI İÇİN ADETA YALVARDIK”
Afete hazırlık planlarıyla ülkemizin tamamını kuşatan yeni hazırlıklar içindeydik. Kentsel dönüşüm projeleri de biriydi. 6 Şubat’ta bir kez gördük ki felaketler bizim hazırlıklarımızı beklemiyor. Tek başına kentsel dönüşüm projelerinde yaşadığımız sıkıntılar bile afetlerle mücadelede yeni anlayışı ve yöntemi hayata geçirmemizin şart olduğunu gösteriyor. Milletimiz şahittir, kentsel dönüşüm projelerinin bir an önce tamamlanması için adeta yalvardık. Bu konunun siyasetin malzemesi olamayacak kadar hayati öneme sahip olduğunu, kaybedilen her anın göz göre göre gelen yıkımlara biraz daha yaklaştırdığını söyledik. Türkiye’nin kontrolsüz köyden kente göç akımı, sağlıksız yapılaşmaya yol açmaya kalmamış, şehirlerimizin merkezlerini de felç etmiştir. Kalitesiz yapı stokumuz en büyük baş ağrımıza dönmüştür.
“’BİZ KENTSEL DÖNÜŞÜME KARŞIYIZ’ DEDİLER, MİTİNG YAPTILAR”
Kentsel dönüşüm projeleriyle bugüne kadar yenilediğimiz 3,3 milyon konut elbette önemlidir. 15 yıldır kentsel dönüşüm dedik, başta ana muhalefet olmak üzere yavru muhalefet ‘Biz kentsel dönüşüme karşıyız’ dediler. Bununla ilgili çeşitli mitingler yaptılar. Vatandaşı topladılar. Şimdi de o vatandaş önümüzü kesiyor ‘Ne olur bizim de binalarımızı yıkın’ diyor. Eğer o zaman bizim bu talebimize uysaydınız bugün binalar bitmiş olacaktı. Benim oturduğum yer, Üsküdar Burhaniye. Yalvardım ama kabul ettiremedim. Şimdi o çerçevede dört dörtlük binalar yapıldı. Zemin artı üç, adeta caddeleri, ağaçlandırılması, yeşil peyzajıyla farklı bir görüntü ortaya koydu.
“VATANDAŞ ÖNÜMÜZÜ KESTİ ‘NE OLUR BAŞLAYIN’ DİYE”
Bu hafta Vahdettin Köşkü’ne giderken vatandaş önümüzü kesti; ‘Ne olur başlayın’ diye. Bak sonra vazgeçmeyin! Arkadaşlarımıza talimatı verdik, tamam dediler. İnşallah buraya da başlayacağız. Yani zaman su gibi akıp gidiyor. Öbür tarafta Bay Bay Kemal gidiyor, mitingler yapıyor ‘Sakın ha, buradan denize nazır evler yapılacakmış’ diyor. Tabii ki denize nazır evler de yapılacak, kendimize yapmıyoruz ki, burada oturan vatandaşımıza yapacağız.
“İMARA AYKIRI EVLERDEN KURTULUN”
Ne olur imara aykırı olan evlerden kurtulun, size yakışan evleri bir an önce yapalım diyoruz. Şu anda halen 81 ilimizde 250 bin konutun yenilenmesi, ayrıca TOKİ’ni sosyal projelerinde ilave 250 bin sosyal konutun inşası sürüyor. Yıllarca önümüzü kestiler. Fikirtepe, bir kısmı Kadıköy bir kısmı Üsküdar’da. Şimdi yapılıyor. Önümüz kesilmemiş olsaydı oralar da bitmiş olacaktı. Son depremlerde yıkılan binaların yüzde 98’inin 2000 yılı öncesi inşaatlar olması, son yıllarda özel sektörün bu alanda mesafe kat ettiğine işaret ediyor. Kimi muhalefet partilerin kimi belediye ve sivil toplum kuruluşu görünümlü ideolojik yapıların, kimi tahriklere kapılan vatandaşımızın kurbanı kentsel dönüşümdeki kayıplar bizi büyük tehditle karşı karşıya bıraktı.
“KARABAĞLAR’IN DÖNÜŞÜM VE DEĞİŞİME İHTİYACI VAR”
Süreci geliştirmenin vebali ağırdır. Bir kez daha vatandaşlarıma 6 Şubat acılarını tekrar yaşamamak için eski ve riskli binalarını kentsel dönüşüme sunmalarını rica ediyorum. İzmir’in Karabağlar semti. Karabağlar’ın süratle kentsel dönüşüm ve değişime ihtiyacı var. Hadi bakalım İzmir’in belediyesi zatı şahanelerinde. Karabağları değiştirin, dönüştürün, bir adım atın.
“ONLARIN ÖYLE BİR AŞKI YOK”
Hadi bakalım İzmir’in belediye zatı şahanelerinde, buralarda niye bir adım atmadınız? Orada yaşayanlar insan değil mi? Onların ideal konutlarda yaşamak imkanı yok mu? Büyükşehir belediye başkanına söyle yapsın, biz de alkışlayalım. Ama yok, onların öyle bir aşkı yok. Aynı şekilde Ankara’da. KİPTAŞ’ın kurucusu benim. Yapın bir şey ya! Yok, yapamazlar. Dertli olmanız lazım, eğer derdiniz yoksa hiçbir şey yapamazsınız.
“110 BİLİM İNSANIMIZLA ENİNE BOYUNA DEĞERLENDİRDİK”
Kentsel dönüşüm projelerini hızlandırmak için sübvansiyonlu finans yöntemini de önümüzdeki günlerde hayata geçiriyoruz. İstanbul’da Dolmabahçe’de 110 bilim insanımız ve uzmanımızla yaptığımız toplantıda bu hususları enine boyuna değerlendirdik. Tüm bilim adamlarıyla bunu değerlendirdik. Görüşmelerin hepsini kayda aldık, bu vesile ile Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli toplantısına katkı veren tüm bilim insanlarımıza ve uzmanlarımıza şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum.
Şehirlerimizi medeniyetiyle, dünü ile yarını ile bir bütün olarak ayağa kaldırmak boynumuzun borcudur. İşte Hatay, Antakya… Orası tamamen bir kültürler coğrafyası. Bu zenginliği yeni yerleşim yerlerinde de yaşatacağız. Yeni yerleşim yerlerini de tüm donanımları ile medeniyet tasavvurumuzu gerçekleştirecek şekilde kuracağız. Kentsel dönüşüm projelerinin de bu esasta yapılmasını sağlayacağız. Fay hatlarına, dere yataklarına, heyelan bölgelerine bina yapıldığı dönem artık bitmiştir. Bu konuda sorumluluğunu yerine getirmeyen kurumlarından hesap sormayı vazife olarak kabul ediyoruz.
“SEÇİM GERİLİMİ VE TARTIŞMALARDAN HIZLA ÇIKILMASI ŞARTTIR”
Seçim süreci ve siyasi gerilimler, bu çabaları gölgeleme riski taşıyor. Halbuki Türkiye’nin ihtiyacı yaraları saracak ve tüm kayıpları hızla telafi edecek bir odaklanmadır. Bunun için de gündem sapmasına yol açacak seçim sürecinin bir an önce geride bırakılması ve seçim gerilimi ve tartışmalardan hızla çıkması şarttır. Seçimleri daha önce açıkladığımız 14 Mayıs tarihinde yapılmasının bize bu imkanı vereceğine inanıyoruz.
“SEÇİM SÜRECİNDE GÜNDEMİMİZ DEPREM OLACAKTIR”
Bizim seçim sürecinde gündemimiz Deprem olacaktır. Maddi ve manevi kayıplar olacaktır. 10 milyon insanımız evinden işinden huzurundan olmuşken kavgalarda dolu bir seçim kampanyası yapmayı içimize sindiremeyiz. Depremin ilk gününden itibaren siyasi tartışmalara girmedik.