Belirli saatlerde ülkedeki son can kayıpları ve vaka durumunu öğrenme isteği insanî bir duygu mu yoksa korkunun dışa vurmuş halimi?
İşte hepimiz için kilit olan, bu sorunun doğru cevabına ulaşabilmek.
Çünkü televizyon başında Sağlık Bakanı tarafından gün içindeki rakamları duyma isteği, sorunun kendine ne kadar yaklaştığı ve hayatını daha ne kadar etkileyeceğinin cevabını arayan insan psikolojisinden kaynaklı.
Oysa; şunu unutmamalıyız ki Korku virüsü tetikleyen, vücudumuzun bağışıklı sistemini çökerten ögelerin başında geliyor. Ve bağışıklık sistemi zarar gören insan, virüs saldırısına yenik düşmeye mahkumdur.
Virüs salgını mutlaka ‘birgün’ bitecektir. Umudumuz o ki, kayıplarımızın sayısı uzayan gün ile doğru orantılı olmasın.
Asıl sorun “sonrasında” nasıl bir hayatın bizi beklediğidir. Zira hiç bir uzman artık insanlığın bıraktığımız yerden başlayamayacağına işaret ediyor.
Bununla ilgili senaryo ve öngörüler çeşitli kaynak ve isimler tarafından yazılıp çiziliyor. Kimi digital çağın başladığına, kimi marksist bir düzene geçişin köprüsü olacağına kimi ise uygarlığın sıfır noktasına dönüleceğini ima ediyor.
Önemli olan iç dünyamız ve psikolojimiz konusunda rahatsızlıklara kapılmadan “sonu” görebilmek.
O yüzden birey olarak bize düşen kişisel hijyen ve evdekal çağrılarına kulak kabartmak olmalı.
Levent UYSAL